Gömülü Diş Çekilmek Zorunda mı? Öğrenme Sürecinde Görünmeyeni Keşfetmek
Bir eğitimci olarak şunu fark ettim: öğrenme, tıpkı bir diş gibi, bazen yüzeye çıkarak kendini belli eder; bazen de derinlerde, görünmez bir şekilde büyür. Gömülü diş kavramı, yalnızca bir ağız sağlığı meselesi değil, aynı zamanda bireyin potansiyelini ve öğrenme sürecini temsil eden güçlü bir metafordur. Çünkü öğrenme de kimi zaman gömülüdür — fark edilmez, sessizce bekler, doğru zamanda ortaya çıkmak ister.
“Gömülü diş çekilmek zorunda mı?” sorusu bu açıdan yalnızca bir tıbbi sorgu değil, aynı zamanda bir pedagojik düşünme fırsatıdır.
Gömülü Diş ve Öğrenme Süreci: Derinlerdeki Potansiyel
Eğitimde “görünmeyen öğrenme” kavramı vardır. Öğrenciler bazen bilgiyi doğrudan ifade etmez ama içinde taşır. John Dewey’in deneyimsel öğrenme teorisine göre, bilgi bireyin yaşantısı içinde filizlenir; hemen fark edilmese de zamanla yüzeye çıkar.
Bu anlamda gömülü diş, öğrenmenin derinlerde olgunlaşma evresini temsil eder. Henüz yüzeye çıkmamış ama var olan bir bilginin, becerinin veya farkındalığın simgesidir. Her öğrenme süreci kendi ritmine sahiptir; tıpkı her dişin çıkış zamanının farklı olması gibi.
Ancak bazı durumlarda, tıpkı bir gömülü dişin çene yapısını bozması gibi, bastırılmış veya yanlış yönlendirilmiş öğrenmeler bireyin gelişimini engelleyebilir. Bu noktada öğretmenin görevi, dişi hemen çekmek değil, önce onun neden gömülü kaldığını anlamaktır.
Pedagojik Yaklaşımlarda “Çekim” Kavramı
Eğitimde müdahale, her zaman dikkatli bir “çekim” sürecidir. Bir öğrenciden bilgi “çekmek”, onun iç dünyasına dokunmayı gerektirir. Jean Piaget’in bilişsel gelişim kuramına göre, öğrenme bir yeniden yapılanma sürecidir; birey bilgiyi yalnızca almaz, onu dönüştürür.
Bu açıdan gömülü diş, bireyin henüz dönüştürmeye cesaret edemediği bilgiyi temsil eder. Öğretmen, dişi çekmek yerine o dönüşüm için alan yaratmalıdır. Öğrenciye zaman tanımalı, güven vermeli, “çekim”in doğal bir öğrenme süreci haline gelmesine izin vermelidir.
Bir dişin gereksiz yere çekilmesi, nasıl kalıcı bir boşluk bırakıyorsa, bir öğrencinin erken yargılanması ya da yeterince desteklenmemesi de öğrenme sürecinde kalıcı bir travma yaratabilir.
Öğrenme Ekosisteminde Ağrı ve Dönüşüm
Her gömülü diş, bir ağrının da kaynağı olabilir. Aynı şekilde her öğrenme süreci de belli bir zihinsel rahatsızlık içerir. Lev Vygotsky’nin “yakınsak gelişim alanı” teorisi, bireyin rahatsızlık duymadığı sürece öğrenemeyeceğini söyler. Çünkü öğrenme, konfor alanını zorlayan bir eylemdir.
Dolayısıyla gömülü dişin çekilip çekilmemesi, onun bireye zarar verip vermediğine bağlıdır. Eğer diş sessizce duruyor, çevresindeki yapılara baskı yapmıyorsa, çekilmeyebilir. Aynı şekilde bir öğrenci de kendi iç potansiyelini henüz fark etmemişse, onu zorla yüzeye çıkarmaya çalışmak pedagojik olarak faydadan çok zarar getirebilir.
Eğitimcinin rolü burada cerrahtan çok bahçıvana benzer: kökü zorla sökmek değil, toprağı yumuşatarak filizin kendiliğinden çıkmasına izin vermek.
Toplumsal Öğrenme: Kolektif Gömülüler
Sadece bireysel değil, toplumsal öğrenme süreçlerinde de “gömülü dişler” vardır. Toplumlar bazen geçmişte yaşanan deneyimleri unutmaya, bazı gerçekleri bastırmaya eğilimlidir. Bu bastırılmış bilgi, tıpkı gömülü bir diş gibi, zamanla ağrımaya başlar.
Eğitim bu noktada bir “toplumsal diş çekimi” işlevi görür. Eleştirel pedagoji yaklaşımı, bireylerin ve toplumların bastırılmış bilgilerini fark etmesini, onları yüzeye çıkarmasını hedefler. Paulo Freire’nin dediği gibi, öğrenme yalnızca bilgilenmek değil, özgürleşmektir.
Bu anlamda “gömülü diş” çekilmek zorunda değil ama fark edilmek zorundadır. Çünkü fark edilmeyen her gömülülük, bir gün büyüyüp yapıyı bozar — ister bireysel bir bilinçte, ister toplumsal bir düzende olsun.
Sonuç: Öğrenmenin Gömülü Katmanlarını Keşfetmek
Gömülü diş çekilmek zorunda mı? Bazen evet, bazen hayır. Ancak kesin olan bir şey var: her gömülülük, bir öğrenme çağrısı taşır. Eğitim, bu çağrıyı duymak ve doğru zamanda, doğru yöntemle cevap verebilmektir.
Tıpkı bir diş gibi, bilgi de kendi köküne sahiptir. Kimi zaman o kök kalıcıdır, kimi zaman çekilmesi gerekir. Önemli olan, öğrenmenin doğasına uygun bir pedagojik sabır gösterebilmektir.
Peki ya senin içinde gömülü kalmış hangi bilgi, hangi yetenek, hangi merak yüzeye çıkmayı bekliyor?
Belki de şimdi, kendi öğrenme dişini fark etme zamanı gelmiştir.
#Eğitim #Pedagoji #ÖğrenmeTeorileri #GömülüDiş